Haber

prof. Dr. Beksaç: Trak kültür mirası dolmenleri acilen korunmalı

Edirne’nin Lalapaşa ilçesine bağlı Doğanköy semtinde, nadir yapısıyla dikkat çeken Traklar’a ait 3 bin yıllık dolmen, hazine avcıları tarafından yıkılıp kaderine terk edilmesi nedeniyle yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. Trakya Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Engin Beksaç, dolmenlerde hazine ve hazine bulunmadığını belirterek, “Bunlar gün geçtikçe yok oluyor. Acilen korunması gereken bir anıt türü. Hazine avcıları ve bazı kuruluşlar tarafından tahrip edilen dolmenlere de rastladım.”

Trakya’nın en nadide kültürel miraslarından biri olan yaklaşık 3 bin yıllık dolmenler birçok noktada tespit edilmiş ve defineciler tarafından yağmalanmıştır. Mezar anıtı özelliği taşıyan dolmenlerin ender örneklerinden biri de Edirne’nin Lalapaşa ilçesine bağlı Doğanköy mevkiinde bulunuyor. Trakya’daki ‘Ana Tanrıça Tahtı’nın bulunduğu Doğanköy’deki tapınağın çevresinde yer alan dolmenlere, bölgede pek çok farklı büyüklükteki dolmenler ve yakılan ölülerin küllerini yerleştirmek için yapılan kistler eşlik ediyor.

‘NADİR ÖRNEKLERDEN Trakya Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Engin Beksaç, birçok dolmenin yıkılması nedeniyle bölgedeki dolmen sayısının net olarak bilinmediğini belirtti diyerek, bir yıl önce sit alanı ilan edilen tarihi alanın savunularak turizme açılması gerektiğini söyledi. prof. Dr. Beksaç, Trakya bölgesinin en değerli kültürel mirasları arasında yer alan dolmenlerin ayrıcalıklı bir yere sahip olduğunu belirterek, “Bu, Trakya’da bulunabilecek ender örneklerden biri. Bu dolmenlerin yakın emsalleri var. Bulgaristan ve Yunanistan’da Türkiye’de sadece Lalapaşa ve “Dolmenlere sadece Süloğlu semtinde, Kırklareli’nin yukarı mahallelerinde ve merkez ilçenin kuzeyinde bir yerde rastlıyoruz. Trakya’nın başka hiçbir yerinde bulunmuyor.” Dr. Beksaç, “Dolmen çok özel bir obje, arkeolojik bir kültür mirası. Bu dolmen Doğanköy’de gördüğümüz az sayıdaki dolmenden biri, belki de en bilineni ve en güzel örneklerinden biri. Doğanköy Kapaklıkayası olarak bilinen bir örnektir. Tek odalı bir örnek. “Trakya’da 2 tip, 2 oda ve bir oda vardır. Kaya sunakları ile tüm ilkeleriyle aynı coğrafi sistemin kullanıldığı bir örnek. Ana tanrıçanın rahmini temsil eder. Ölüm ve diriliş kültlerinin yapıldığı yerdir. .” Engin Beksaç, dolmenlerin mezar anıtlarının yanı sıra ölüm ve cenaze kültleriyle de ilişkilendirildiğini belirterek, “Ölüm genellikle cenaze kültleriyle ilgili bir nesne ama aynı zamanda ana tanrıça kültü bir tapınma, doğanın ölümü ve dirilişi ve insan ruhunun sonsuz yolculuğu ile bağlantılı sembolik ritüel olgusu Trakya’daki dolmenlerin sayısının net olarak bilinmediğini söyleyen Prof. bunlar gün geçtikçe yok oluyor. Dolmenler acilen korunması gereken bir anıt türüdür. Bunlar Trakya’nın en önemli kültürel miraslarıdır. Ne yazık ki kendi hallerine bırakılıyorlar. Bir zamanlar 2006’da, 2008’de ve hatta 2010’da “Hazinenin ALICISI YOK” Dolmenlerde hazine, hazine olmayacağını belirten Prof. dünya zenginliğinden uzak olanlardır. Trakya dini. Altın ve gümüş sembolik nesnelerdir ve bu tür yerlerde kullanılmazlar. Kullanıldıkları yerler farklıdır. Anlatılan masallar sadece masaldır ve dolandırıcıların başkalarını dolandırmak için kullandıkları masal nesnelerinden başka bir şey değildir. Bunlarda hiçbir şey bulunamadı. Ne kaya sunağı ne de dolmen hazine verir. Ancak hazine avcılarının yaptığı kültürel mirasımızın, insanlığın mirasının israf edilmesidir. Biz turizme girdi sağlarken bu adamlar sayesinde değerli bir girdiyi kaybediyoruz. Engin Beksaç, Doğanköy’de bulunan dolmenin görünürde olduğu için iyi korunmuş örneklerden biri olduğunu belirterek, “Yıllardır sadece arka kapağı kırılmıştır ve başka bir amaçla kullanılmış olabileceğini tahmin ediyorum. .Çünkü bu tip dolmen örtülerinin düşmesi hazine avcılarının dışında bir ritüel olgudur.Bunu Kırklareli’ndeki dolmenlerde ve hatta Lalapaşa’daki diğer dolmenlerde gördük.Bu köylerin geçmişlerinde Bektaşi kimliği vardır. Bektaşi kimlik sürecinde kefaret taşının. Bazı dolmenlerin kapaklarının devrilmesi kefaret taşı olgusuyla ilişkilendirilir. Dolmenler henüz erken dönemdedir. “Tıbbi bir işlem olarak kullanıldığına dair izler bulduk. Belki de bu örtünün kaldırılmasıyla buradan bir kişinin girmesiyle delikten çıkarak ruhları arındırın” dedi.

Bölgenin turizm potansiyeline dikkat çeken Prof. Diğer yakılan ölü cesetlerin küllerinin kül kaplarının etrafına yerleştirildiği Dolmen’in merkezinde kistler var.Doğanköy’ün zirvelerinde de görülüyor. Bu, burada gördüğümüz kutsal alanlarla temas halinde olan bir olgudur” dedi.

haber-kaynasli.xyz

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu