Sağlık

Kısırlık Tedavisinde Hangi Yöntemler Tercih Edilir?

Kısırlık tedavisi hakkında konuşan Kadın Hastalıkları, Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Op.Dr.Numan Bayazıt, konu hakkında değerli bilgiler verdi.

Kısırlık tedavisinde kullandığımız başlıca yöntemler şunlardır:

– Yumurtlama İndüksiyonu (OI), Yumurtlama

– Rahim İçi Tohumlama (IUI), Aşılama

-In Vitro Fertilizasyon (IVF), In Vitro Fertilizasyon

Yumurtlama tedavisinde amaç, yumurtası olan ancak yumurtlayamayan kadının yumurtlamasını sağlamak veya ortamdaki yumurta sayısını artırarak döllenme olasılığını arttırmaktır. Aşı tedavisinin amacı da buna benzer. En hareketli spermlerin seçilip rahme verilmesiyle döllenme olasılığı artırılır. IVF tamamen farklıdır. Yumurtanın döllenmesi vücutta değil laboratuvar ortamında sağlanır ve ortaya çıkan embriyo rahim içerisine transfer edilir.

Bazı durumlarda, hangi durumda hangi formülün seçileceği çok açık olabilir. Örneğin kapalı tüpleri ameliyatla açmayı düşünmüyorsak (ki bu artık tercih edilmiyor) tüp bebek yapmamız gerekiyor. Sperm sayısı çok düşük olan erkekler için de tüp bebek tedavisi zorunludur. Ancak diğer birçok problemde resim o kadar net değil. Hangi tedaviyi uygulamamız gerektiği sorunun kaynağının yanı sıra kadının yaşı, kısırlık süresi, yumurtalık zenginliği gibi diğer faktörlere de bağlıdır.

Kısırlığın ana nedenlerine bir göz atalım:

ERKEK İNFERTİLİTE:

Sperm sayısı ve hareketi önemli ölçüde düşükse tüp bebek tedavisi gereklidir. Ciddi kıtlık, mililitredeki sperm sayısının 5 milyonun altında olması olarak tanımlanıyor. Fakat mesele bu kadar net değil. Mililitre başına sperm sayısı 5-10 milyon arasında olduğunda aşı başarı oranları da düşüktür. Öte yandan genç ve yeni evli bir çift, ciddi bir sperm sorunu olsa bile aşı yoluyla, hatta doğal yolla hamile kalabiliyor. Aslında sperm analizinde kullanılan sayı, hareket ve form kriterleri spermin fonksiyonu hakkında yüzde yüz bilgi sağlayamaz. Bu nedenle her çifti farklı değerlendirip karar vermek ve çiftin yaşı, kısırlık süresi, daha önce gebelik geçirip geçirmediği gibi faktörleri dikkate almak gerekir. Tüp bebek yapılacaksa yöntem mikroenjeksiyon olmalıdır.

PCOS (Polikistik Over Sendromu) ve ANOVÜLASYON (Yumurtalama Yetersizliği):

PKOS’ta yumurta sayısı fazladır ancak büyüyüp yumurtadan çıkamazlar. Seçilecek ilk tedavi yöntemi Klomen ve Aromatosis İnhibitörleri (Femara) gibi haplarla yumurtlamanın (OI) uyarılmasıdır. Yumurtlama sağlanabiliyorsa 6 hatta 12 ay denenebilir. Haplarla yumurtlama oluşmuyorsa ikinci adım Gonadotropin adı verilen enjeksiyonlardır. Ancak özellikle PKOS’ta enjeksiyon oldukça problemli bir yöntemdir. Yumurtaların çok sayıda büyümesine bağlı olarak tedavinin iptal edilmesi, aşırı uyarılma ve çoğul gebelik gibi riskler bulunmaktadır. Bu nedenle PKOS vakalarında haplardan sonuç alınamıyorsa tüp bebek tedavisine geçmek zaman ve maliyet açısından daha akılcı olabilir.

ENDOMETRİOZİS: HSG ile rahim kanallarının durumu kontrol edilir. Tamamen kapalı ise tüp bebek işlemi yapılır. Eğer belli ise kadının yaşı, kısırlık süresi, yumurtalık zenginliği gibi diğer faktörlere göre ne yapılması gerektiğini belirliyoruz. 2-3 yıldan az kısırlığı olan genç çiftlerde OI ve IUI denenebilir. 3 denemeden sonra sonuç alınamazsa tüp bebek tedavisine başvurulur. Çikolata kistiniz varsa cerrahi olarak çıkarın. tercih etmiyoruz. Özellikle yumurta sayısı azsa ameliyatla bu sayı daha da azaltılabilir. Ancak kist ağrıya neden oluyorsa ve yumurtalık zenginliği uygunsa ameliyat düşünülebilir. Tüplerin kapanması enfeksiyondan veya daha önce geçirilmiş operasyonlardan da kaynaklanabilir. Bunlarda da yaklaşım aynıdır.

AÇIKLANAMAYAN İNFERTİLİTE:

Kısırlık nedeninin ortaya çıkarılamadığı bir durumdur. Yani rahim, tüpler, yumurta sayısı, sperm gibi incelenebilecek her şey normal görünür ancak gebelik oluşmaz. Bu durumda hangi yöntemin tercih edilmesi gerektiği tartışmalıdır. Örneğin 2013 yılında İngiltere’nin ulusal sağlık rehberini hazırlayan MANY (Ulusal Sağlık ve Bakım Mükemmelliği Enstitüsü), 2 yıllık bir bekleme süresinden sonra doğrudan tüp bebek tedavisini önermiş, OI ve IUI’yi denemeyi önermemişti. Ancak çiftin genç olması ve kısırlık süresinin çok uzun olmaması durumunda OI+IUI denenebilir. Daha önce gebelik olmuşsa ve yumurta zenginliği yeterli ise sonuç alma ihtimali daha da yüksek olacaktır. Eğer 3 denemeden sonra gebelik elde edilemiyorsa ısrar etmek zaman kaybı olacağından tüp bebek tedavisine geçmek gerekir.

Miyomlar: Miyomların tedavisi cerrahidir. Ne yazık ki bu ameliyatların rahme zarar verme riski vardır. Bu nedenle hangi myomları ameliyat edeceğimiz kritik bir karardır. Miyomları yerleşim yerlerine göre 3’e ayırıyoruz. Bebeğin tutunacağı boşlukta olanlar, rahim kasının içinde olanlar ve rahim dışında karın boşluğuna doğru büyüyenler. İlk küme bebeğin tutunmasını önlediği için mutlaka ameliyat edilmelidir. Bu boşluktaki miyomlar Histeroskopi ile alınır ve bu ameliyatların riski çok düşüktür. Dış 3. küme miyomlar çok büyük değilse ameliyata gerek yoktur. Kas tabakasında olup bitenler en tartışmalı konudur. Ameliyat etmemeyi tercih ediyoruz ancak tedavilerden sonuç alamadığımız ve sebebin miyom olduğuna karar verdiğimiz takdirde ameliyat olmak zorundayız.

YAŞ FAKTÖRÜ: 40 yaş ve üzeri IUI (IUI) yapılan çiftlerde canlı doğum oranları %1 civarındadır. Bu nedenle uygun bekleme süresi geçmişse doğrudan tüp bebek tedavisinin yapılması daha doğru olur. (BSHA – Bilim ve Sağlık Haber Ajansı)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu